Sofraların Baş Tacı

Her yiyeceği her sofrada bulamazsınız, düğün yemeği ayrıdır iftar yemeği ayrıdır kültürümüzde. Öğrenci sofrası ile kalabalık aile sofrası asla bir değildir ama tüm bunlara rağmen yüzyıllardır din, dil, ırk fark etmeksizin tüm sofraların vazgeçilmezi olan bir yiyecek vardır. Tahmin ettiğiniz üzere bu yiyecek ekmektir. En az dünya mirasımız kadar renklidir ekmek tarihimiz. Buğday, yulaf, mısır ekmekleri gibi klasik ekmeklerimizin yanı sıra patatesli, cevizli, tahinli, çekirdekli, çörek otlu, susamlı, anasonlu ve rezeneli gibi çok çeşitli ekmekler de bulunmaktadır. Burada yazıma devam etmeden önce belirtmeliyim ki sadece 1-2 sayfada bitecek basit bir konu değildir ekmek. İşte bu yüzden sadece bu sayıda değil ilerleyen sayılarda da beraber olacağız. Peki, bizim için bu kadar vazgeçilmez olan ve severek tükettiğimiz ekmek hakkındaki her şeyi biliyor muyuz?

Crystal Cartier
crytalcartierphotography.com

İlk ekmekler sadece unun suyla karıştırılıp ateş üzerindeki taşlara yapıştırılarak pişirilmesiyle elde ediliyordu ve o zamanlarda ki ekmekler oldukça sertti. M.Ö 2000’li yıllarda Mısırlı bir fırıncı tarafından maya tesadüfen bulundu. Bir gün hazırladığı hamuru güneşin altında unuttu ve hamurun kabardığını gördü. Hamuru o şekilde pişirmeye karar veren fırıncı pişen ekmeğin daha da kabarıp normalden yumuşak olduğu görünce mayalanma bulunmuş oldu. Bu tarihten sonra Mısırlılar ekmeği o kadar çok sevip değer verdi ki bazı dönemlerde ekmek para yerine kullanılmaya başlandı. Hatta dünyanın yedi harikasından biri olan Mısır piramitlerinin yapımında çalışan işçilere emeklerinin karşılığında ekmek verdiler. Ekmeği tüm kültürler o kadar benimsedi ki, Bizans dönemlerinde ekmek üretimi dönemin valisi kontrolünde gerçekleştirildi. İngilizler ise durumu daha da ciddiye almışlardı. Normalden daha düşük gramajda ekmek üreten fırıncılar devlet tarafından çok ağır bir şekilde cezalandırıldı. Kültürümüzde ise ekmek yerleşik düzene geçilmeden önce yufka, lavaş ve pide şeklindeydi. O dönemlerde bazlama, sinçu ve büzgeç adı verilen mayasız ekmekler de yapılırdı.

Tarih boyunca ekmeğin lezzetini artırmak için insanlar sürekli çalıştı. Değişik tahıllar, kuru yemişler, sebzeler, meyveler ile pişirilmeye başlandı. Şeklini değiştirip, un su oranıyla oynayarak lezzetinin değişip değişmediğine baktı insanlar ama bunun en ilgincini Fransızlar ve İsveçliler denedi. Fransızlar hamura öküz kanı katarak, İsveçliler ise ren geyiği kanı katarak lezzetini artırmaya çalıştılar.

Mısırlılar Ekmeği o kadar çok sevip değer verdi ki bazı dönemlerde ekmek para yerine kullanılmaya başlandı.

Sibel Filikçi – Lezzeti Yakala 2017

Ekmeğin bilinmeyenleri

  • Günümüz teknolojisinde sadece 9 saniyede hasat edilen buğdayla 70 adet somun ekmek üretilebiliyor.
  • İngiliz Kontu 4. Sandwich’in kumar aşkından dolayı bir gün kumar masasında kendini iyice oyuna kaptırıp masadan kalkmak istemediğinde kendine bizim tabirimizle ekmek arası bir şeyler hazırlattı ve dünya ilk fast food ürünü olan sandviç ile tanışmış oldu.
  • Bir somun ekmek ortalama sadece 1 gram yağ içerir.
  • Osmanlıda ekmek yapımına bir standart getiren kişi ise 1502 yılında 2. Beyazid’tır. Bu standart Bursa’da Kanunname-i İhtisab-ı Bursa fermanı adında yürürlüğe girmiştir.
  • Evliya Çelebi’nin kayıtlarına göre o dönemlerdeki ekmekçi esnafı 999 dükkan ve 10000 çalışandan oluşmaktadır. En kaliteli ekmeğin Tophane taraflarında üretilen Francala Ekmeği olduğunu kaydeder. O zamanlarda 3 ay bayatlamayan ekmekler üretilir ve İran sarayına hediye olarak gönderilirmiş.
  • 1995’te yapılan en kısa sürede ekmek yarışmasında ekmeği yapmak; buğdayın un haline getirilmesi, hamur yapılması, mayalanması ve pişirilmesi dahil 8 dakika 13 saniye sürmüştür. Bu süre ile yarışmanın galipleri Guinness Rekorlar Kitabına girmiştir.
  • Üzülerek söylüyorum ki ülkemizde her gün 5.5 milyon ekmek çöpe atılıyor.
  • İslam inancına göre ekmek yapımı Cebrail(as) tarafından Hz. Adem(as)’a öğretilmiştir. Müslüman fırıncılar bu sebeple Hz. Adem’i pir kabul eder.

Ekmeğin Faydaları

Özkan Çörek – Lezzeti Yakala 2017

Ekmeğin bilinçli tüketildiğinde vücudumuza sağladığı inanılmaz faydalar vardır. Tekrar belirtiyorum ki aşırıya kaçmadan tüketildiğinde! Ekmek unlu bir yiyecek olduğu için çokça karbonhidrat içerir. Öyle ki bir ekmeğin ağırlığının yarısı karbonhidrattan oluşur ve vücudumuz için gerekli tüm karbonhidrat ekmek tarafından karşılanabilir. Karbonhidrat ise vücudumuzdaki tüm hücrelerin ve organların çalışması için gerekli olan enerjinin kaynağıdır. Bu sebeple hiç ekmek tüketilmeden yapılan diyetlerde vücut karbonhidrat ihtiyacını tam olarak karşılayamadığı için vücuttaki kasları kullanmaya başlar ki bu da oldukça zararlı bir durumdur. Zenginleştirilmiş un ile yapılan ekmeklerde çokça demir, B1, B2, B3 ve kalp için oldukça faydalı folik asit bulunmaktadır. Kuruyemişli ve çekirdekli ekmekler ise kalp-damar hastalıkları riskini azaltan doymamış yağ asidi içermektedir.

Zeynep Miray Kızılörenli

miraykizilorenli@gmail.com

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

error: İçerikler Korumalıdır