Bir öğrenci kulübünden çok daha fazlası: İTÜ Gastronomi Kulübü

Herkese merhaba, bu yazımda sitemizde ve sosyal medya hesaplarımızda gördüğünüz İTÜ Gastronomi Kulübü’nün Dergisi ibaresindeki İTÜ Gastronomi Kulübü’nü bir de benden dinleyin istedim.

Kulübümüzü ilk duyuşum 2015 yılında oldu aslında, hazırlık dönemimdeyken her hazırlık öğrencisinin yaptığı gibi birçok kulübün whatsapp grubuna girdim, tanışma toplantılarına katıldım ve öyküm burada bitti. Evet gastronomi kulübünü, kulüpleri araştırırken duymuş olabilirim fakat itiraf etmem gerekir ki kulüpler şenliğinde standa bile uğramadım…

Uzunca bir süre, kulüpçülük benim için gereksiz bir uğraş gibiydi. Üçüncü senemde ise oda arkadaşım kulübün yönetimine katıldı. İlk dönem bir iki toplantıya, kendisine destek olmak amacıyla katıldım fakat hala ilgimi çekmemeye devam etti.  Bu arada yavaş yavaş, kendisi aracılığıyla daha sonradan arkadaş olduğum birçok insanla tanışmaya başladım.

Hayvore etkinliği

İkinci dönemle birlikte, ortam ilgimi çekmeye başladı ve dedim ki, bir de etkinlikler nasıl oluyormuş görsem mi acaba? Ve böylece etkinliklere de katılmaya başladım. Haftada iki gün boyunca, haftalık toplantı ve etkinlik, yeni arkadaşlarımla beraberdim. Hikayemin bu kısmında kocaman bir parantez açmam gerekli çünkü 2 senedir hayatımın neredeyse tam ortasında yer almış olan bir etkinlikten bahsedeceğim: Mutfak Zirvesi!

Bilen bilir ikinci dönem bizim için Mutfak Zirvesi’dir. Bu zirvede alanında uzman şefleri, gurmeler, restoran sahiplerini, kısaca gastronomi alanında önde gelen isimleri ağırlarız. Onlarla sohbet ederiz, yeni bilgiler edinir, sektöre yakından bir bakış atarız. Tanımları bir kenara bırakırsak da; birbirimizi, daha da önemlisi kendimizi tanırız. Yeni arkadaşlar edinir, ekip çalışmasını deneyimler ve üniversite yıllarının en keyifli zamanlarından birini geçiririz.

Mutfak Zirvesi 2018

Şimdilik parantezi kapatabilirim. İkinci dönemle birlikte zirve hazırlıkları tamamlanmak üzereydi. O zaman bile acaba görev alsam mı diye bir soru işareti vardı kafamda. Bunu düşünürken, her zamanki gibi bir an düşünmedim ve kendimi, kağıda ismimi ve görev almak istediğim günleri yazarken buldum. Mutfak Zirvesi’nde geçirdiğim dört günü asla unutmayacağım demek isterdim ama çoğu kısmını hatırlamıyorum bile… En net hatırladığım nokta o sırada fuayeden sorumlu olan Selen’in ‘’Ee gençler yönetime aday olmak isteyeniniz var mı?’’ sorusuna tüm içtenliğimle verdiğim ‘’Evet, ben adayım şimdiden!’’ cevabıydı. Dürüst olmak gerekirse daha zirve başlamadan karar vermiştim bu kulübün karar verme mekanizmasında yer almaya.

Böyle böyle derken kendimi Mutfak Zirvesi koordinatörlüğüne aday olmuşken buldum. Dürüst olmak gerekirse isteğim zirve düzenlemekten ziyade, kişiliğim ve yeteneklerim doğrultusunda kulübe faydalı olmaktı. Nitekim olduğumu da düşünüyorum. Seçimler sırasında, belki kelimeler aynı değildir ama, şöyle bir soru almıştım: ‘’Kulüpte geçireceğin yılın sonunda nasıl biri olmak istiyorsun?’’. ‘’Sabır,’’ demiştim ‘’Sabırlı biri olmak, aceleciliğimi dizginlemek istiyorum.’’. Şimdi buna da kocaman bir tik atabilirim sanırım.

Mutfak Zirvesi 2019

Zirve koordinatörüyken kasım ayından itibaren, amacım zirve aracılığıyla katılımcılara bir farkındalık kazandırmaktı. Çevreyi koruma, gıdaya saygı, gıdada sürdürülebilirlik, yerel ürün kullanımının önemi… Yapmış olmak için bir zirve yapmaktansa bir amacı olsun istedim. Hizmet ettiği bir düşünce. Ve oldu da. Konuşulan konular tek bir yöndeydi, bazı şeylerin farkına varın: kendinizin, çevrenizin, doğanın ve doğanın getirdiklerinin.

Mutfak Zirvesi 2019

İlk katıldığım zirvem harikaydı, kendi düzenlediğimden aldığım keyfi ise tarif edemem. Kendimle gurur duymuş ve inanılmaz bir tatmin duygusuyla dolmuştum. Çünkü her detayıyla ilgilenmiş, hazırlıkların başladığı ilk günden, zirvenin son saatine kadar harcadığım emeklerin somut halini bulmuştum burada. Zirvede konuk olarak ağırladığım, sonsuz saygı duyduğum birinin sözleri ise kendi içimde bir yıkıma ve ardından gelecek yeni yapılanmaya temel oluşturdu.

‘’Hepimiz batan bir gemideyiz. Bağırarak, ağlayarak, koşarak kaçmaya çalışabiliriz. Ya da batan bir gemiden bir kova su boşaltabilir ve elimizden geleni yapmış olarak batabiliriz. Ben bugün batan gemiden bir kova su boşaltmak için bu sahnedeyim.’’

O zamandan beri, aklımda olan tek düşünce: ‘’Bir kova da ben kaptım, biraz kayabilir misiniz?’’

Zirveden sonraki süreçte aklımda olan nokta, bir parçası olduğum, artık benim de bir parçam olan ve çok sevdiğim bu kulüp için daha ne yapabilirimdi. Daha pek çok şey yapabilirdim, ve yapmayı istiyordum. O yapmak istediğim ‘’pek çok şeyi’’ en rahat başkanlık pozisyonunda yapabileceğimi düşündüm. Bu yüzden adaylığımı koydum ve dedim ki, gelecek geçmişten çok daha güzel olsun!

Kulüpler Şenliği 2019

19-20 döneminde, çalışabileceğim en keyifli, bir yandan da en zorlayıcı ekiple beraberdim. Birbirimizle uyum, anlayış ve güven içinde bütün bir seneyi götürdük. Belki de bu kadar keyifli yapan buydu. Öte yandan sürekli eleştirilmek, yaptığının kendine bile yeterli gelmemesi, hep daha iyisini yapabilme arzusu ise biraz yıpratıcıydı. Aralık ayında belki de şimdiye kadar en çok keyf aldığım etkinliği düzenledik: Kulübün kuruluşundan itibaren görev alan tüm yönetim üyeleriyle beraber bir pazar kahvaltısı! Hepimiz adına ise Tema Vakfı’na bağışta bulunduk. Eğer siz de bağışta bulunmak isterseniz https://online.tema.org.tr/web_14966_1/index.aspx  bu linkten yapabilirsiniz.

Kulüp yönetimleriyle pazar kahvaltısı

Yapılmış ve yapılacak birçok etkinliğimiz, düşülmüş ve düşünülecek birçok fikrimiz vardı. Çoğunu gerçekleştirdik evet, fakat bir kısmı için Mutfak Zirvesi’nin geçmesini bekliyorduk. Tüm hazırlıklarımız tamamken, 18 Mart’ta ilk günümüzü gerçekleştirecekken; 12 Mart’ta, COVID-19 pandemisi nedeniyle rektörlük tarafından okuldaki tüm etkinlikler iptal edildi. Dürüst olalım, zaten ilk vaka görülmüşken kimse aksi bir kararı beklemezdi, biz de beklemedik. Size bu konu hakkındaki tüm duygu ve düşüncelerimi aktarabilmek isterdim. Fakat hayal kırıklığımın ve üzüntümün miktarını anlatabileceğim bir sıfat bilmiyorum.  Sadece üzerimde bir yıkılmışlık, ve yarım kalmış bir hikayenin üzüntüsü vardı otobüste memleketime dönerken.

Mutfak Zirvesi 2020’nin teması Yolculuk’tu ve bunun bir anlamı, temsil ettiği değerleri vardı. Yolcuğumuzdan bahsedecektik, kariyer yolculuğumuzdan, fikir yolculuğumuzdan, hayat yolculuğumuzdan. Açılış konuşmamı şu şekilde sonlandıracaktım: ‘’Yolculuğumun bu kısmında benimle beraber olduğunuz için; kulübün, kulüpteki insanların, kulüp sayesinde yolumun kesiştiği tüm insanların bana kazandırdığı en küçük özellikler için ayrı ayrı teşekkür ederim.’’

Haftalık toplantı çıkışı

Tadımlık bu hikayenin neresinde derseniz, aslında her yerinde. Sahneye asıl bu martta karantina süreciyle çıktı. Daha önce basılmış, ikinci sayısı hazır bir dergiyi online platforma taşımadan önce, insan her yolu denemek istiyor. Biz de bunu yapıyorduk marta kadar. Fakat yeni dönemin getirdiği, daha doğrusu pekiştirdiği ekonomik problemlerle beraber basım kararını durdurarak tamamen online bir platform haline gelmeye karar verdik. Tadımlık’a düzenli bir işleyiş kazandırmak başkanlığım süresinde yaptığım son işti aslında. Arkamda devamı getirilemeyen bir oluşum bırakmak, bu zamana kadar edindiğim çoğu değerlerime ters düşen bir hareket olurdu.

2019-20 döneminin son kulüp toplantısı çıkışı

Bunların yanındaysa kulübün bana öğrettiği pek çok şey var: takdir etmek, sabırlı olmak, yerine göre yetinmek ve yetinmemek, söylemek istediğini söyleyebilmek, sorumluluk almak ve en önemlisiyse eğlenmek.

Ben burada çok eğlendim.

Her zamanki gibi sofrada kaynaştık ve ben o sofrada eğlendim.

Çayımızı içerken eğlendim.

Toplantılarda eğlendim.

Yönetim toplantısı çıkışı

Son olarak değinmek isterim ki, her ne kadar kendi hikayemi anlatmış olsam da arka planda kocaman bir ekip var. Her birinin emeği, yeri geldiğinde yaptıkları fedakarlıklar göz ardı edilemeyecek kadar fazladır. Benim İTÜ Gastronomi Kulübü yolculuğumda ise bana eşlik ettikleri için tüm yönetime, Veysel Tunuğ, Öykü Akyürek, Hatice İmran Ahmet, Yağız Kaan Güner, Ufuk Çay, İpek Çömlekçi ve Nur Özbaş’a; her zaman yanımda, gerektiğinde karşımda olan iki sene boyunca yönetimi paylaştığım İrem Akın’a ve denetimde de olsa sene boyunca tüm tasarımlarımızı yapan, hatta bu siteyi tasarlamış olan Azat Kılınç’a   çok teşekkür ederim, emeklerinize sağlık.

Mutfak Zirvesi 2019 , Ayşem Öztürk ile

Kulübümüz eski başkanları Eylül Demir ve Kaan Akın’a, hem eski zirve koordinatörü hem de Tadımlık’ın ilk genel yayın yönetmeni Kazım Çam’a da konuşmak istediğim her defada beni dinledikleri ve kıymetli tavsiyeleri için çok teşekkürler! Fakat belki de en büyük teşekkürü hak eden isim, beni kulübe dahil ettiği için eski oda arkadaşım, kulübümüz eski başkanınadır. Belki en iyi seneyi geçiremedik, ama elimizden gelenin en iyisini her zaman yaptık!

Gastromasa 2019 etkinliğinde

Kulüpteki ve umarım okuldaki aktif yolculuğumun sonuna yaklaştım. Çok keyifli bir yolculuktu. Gelecek senenin bu seneden daha iyi olması dileğiyle… Yazımı 2019 Mutfak Zirvesi’nde ağırladığımız, samimiyetiyle beni büyüleyen, çok sevdiğim yakın zamanda kaybettiğimiz Ayşem Öztürk’ün bir sözüyle sona erdirmek isterim:

‘’Her şey olduğu gibi… Olması gerektiği gibi… Varlığını hissettiğim her ruha teşekkürlerimle…’’

Lezzetle ve sağlıkla kalın!

Elif BOZ

İTÜ Gastronomi Kulübü

2019-20 Dönemi Kulüp Başkanı

elif.boz@itugastronomi.com

"Bir öğrenci kulübünden çok daha fazlası: İTÜ Gastronomi Kulübü" üzerine 1 sohbet

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

error: İçerikler Korumalıdır